Gemiler
Herodotos’a göre ilk uzun deniz yolculuğuna çıkanlar Phokaialılardır. Bu yolculuklarını yuvarlak teknelerle değil, elli kürekli gemilerle yaparlardı.
Herodotos’un bahsettiği yuvarlak tekneler, geniş bir gövde yapısına sahip yük gemileri olsa gerek. Phokaialıların kullandığı elli kürekli gemiler ise ince uzun bir gövde yapısına sahip gemilerdir. Bu gemiler İ.Ö. 8. yüzyılda yapılmaya başlanmıştır. Yunancada “Elli kürekli” anlamına gelen “Pentekonter” diye adlandırılan söz konusu gemiler 65 feet uzunluğundaydı. Her iki yanında tek kürek sırası vardı. Her sırada yirmi beş kürekçi bulunmaktaydı. Ayrıca geminin kıç kısmında iki adet dümen küreği bulunuyordu. Çoğunluğu çam ağacından yapılan bu tekneler, uzun yolculuklarda kullanılmak üzere direk ve yelkene sahipti. Pruvadan dışarı doğru çıkıntı yapan, mahmuz adı verilen yapay donanım, en önemli silahı idi. Mahmuzun tek görevi düşman gemilerinin gövdelerine delik açıp su almalarını sağlamaktı.En yüksek hızı 9.5 deniz mili olan bu gemiler Arkaik dönem içinde de hizmet vermiştir.Herodotos’un sözünü ettiği Phokaialıların elli kürekli gemileri de pentekonter olsa gerek.
Tabela Metni:
Diğer İonlar gibi denizcilikte ileri olan Phokaialıların Akdenizde ticaret için kullandıkları, dönemin diğer gemilerinden çok hızlı gidebilen 50 kürekli ve 500 kişiye kadar yolcu taşıyabilen gemileri vardı. Heredot'a göre uzun deniz yolculuğuna ilk çıkan Helenler Phokaialılardır.
Phokaialılar bu özellikleri sayesinde M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren Mısır'dan Atlantik kıyılarına kadar tüm Akdeniz de İon ticaretini yaydılar. Phokaialıların deniz ticaret bölgesi, Kartacalılar ve Etrüskler tarafından tehdit edildiğinden kendi güvenlikleri için Kuzey Akdeniz kıyıları boyunca koloni kentleri kurdular. Phokaialılar önceleri Miletlilerle birlikte Çanakkale boğazında, Lampsakos (Lapseki), güney Karadeniz kıyısında Amisos (Samsun), Kuzey Karadeniz kıyısında Krımea (Kırım) yerleşmelerini kurdular. Phokaia'nın batı Akdenizdeki kolonileri, orta İtalya'nın batı kıyılarındaki Elea, Korsika adasındaki Alaia, İspanya'daki Ampurias ve en önemlisi güney Fransa'daki Massalia'dır. Massalia daha sonra yine ayni kıyılardaki Nicose (Nice) ve Antipolis (Antibes) kentlerini kurmuştur.
M.Ö. 600 yıllarında, Massalia'nın Phokaialılar tarafından kuruluşuna ait Gyptis ve Protis söylencesi şöyledir:
Phokaialı gemiciler, bugünkü Güney Fransa kıyılarına varırlar ve burada bir yerleşim kurmak isterler. Bölge Nannus adında yerel bir kralın yönetimindedir. Phokaialıları da davet eder. Yörenin adetlerine göre, kralın kızı eşini davetliler arasından seçer ve ona bir kupa içinde şarap ve su sunarak seçimini belli eder. Kralın kızı davetliler arasından bir Phokaialıya kupayı verir. Kral Nannus bunu tanrısal bir işaret olarak alır ve Phokaialı damadına Marsilya şehrinin bulunduğu toprakları bağışlar. Protis, uğurlu misafir anlamına gelen Enksenos, Gyptis ise kadınların en misafirperver anlamına gelen Aristoksene adını alır.